Tom geri dönmek niyetinde olduğumuzu bilmeni istiyor.
- Tom wants you to know we intend to be back.
Geri dönmek çok güzel.
- It's so nice to be back.
Japon kadınları bebeklerini sırtlarında taşırlar.
- Japanese women carry their babies on their backs.
Deniz samuru, sırtüstü yüzerken istiridye yemeyi seviyor.
- Sea otters love to eat clams while swimming on their backs.
Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.
- I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril.
Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
- Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.
Kazağını ters giymişsin.
- Your sweater is on backwards.
Belki bütün bunu tersine yapıyoruz.
- Maybe we're doing this all backwards.
O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı.
- He left Japan never to come back.
Ne zaman geri döneceksin?
- What time will you be back?
Tom beni desteklemek için kaldı.
- Tom stayed to back me up.
İddiaları kanıtla desteklemek önemlidir.
- It's important to back up claims with evidence.
Saçını tıraş edersen, tekrar daha kalın uzayacaktır.
- If you shave your hair, it will grow back thicker.
Omurgasızların hiçbir omurgası veya bel kemiği yoktur.
- Invertebrates have no backbone or spinal column.
Tom şimdi vazgeçmek üzere değil.
- Tom isn't about to back down now.
Bir bebek olmak için geriye gitmek istiyorum.
- I want to go back to being a baby.
Sadece ne kadar geriye gitmek istiyorsun?
- Just how far back do you want to go?
Sınıfın arkasındaki birkaç öğrenci uyuyorlardı.
- Several students in the back of the classroom were sleeping.
Tom ve Mary restoranın arkasındaki masalardan birinde.
- Tom and Mary are at one of the tables in the back of the restaurant.
Tom yine evde, uykusunu tamamlıyor.
- Tom is back at the house, catching up on his sleep.
Yarına kadar buna yine ihtiyacım var.
- I need this back by tomorrow.
Önceki gece partiden geç dönmeme rağmen sabah bir papatya kadar dinçtim.
- Although I came back late from the party last night, I was as fresh as a daisy in the morning.
Ne zaman döndün? Ben önceki gün geri döndüm.
- When did you return? I came back the day before yesterday.
İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
- Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.
- Hearing this song after so long really brings back the old times.
Bir kertenkelenin kuyruğunu kesersen, o tekrar uzar.
- If you cut the tail off of a lizard, it will grow back.
Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.
- You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out.
Tekneye geri dönelim.
- Let's get back to the boat.
Tom tekneye dönmeye çalıştı.
- Tom tried to get back in boat.
Leyla sıkı bir dini geçmişten geliyor.
- Layla comes from a strict religious background.
Mütevazı bir geçmişten geliyorum.
- I come from a humble background.
Tom geçmişe seyahat etti.
- Tom traveled back in time.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Eskiden konser verdiğimde Tom ve Mary arkada benim yedek şarkıcılarımdı.
- Tom and Mary were my backup singers back when I used to perform.
Arkada bir oda istiyorum.
- I'd like a room in the back.
Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
- Why is it easier to park the car backwards than forwards?
Tom geriye doğru bir adım attı.
- Tom took a step backward.
Tom tekrar uykuya dalmaya çalıştı.
- Tom tried to go back to sleep.
Babam eve dönmeden önce uykuya daldım.
- I fell asleep before father came back home
Nereye gittiğimizi bilmek için bazen geriye bakmalıyız.
- Sometimes we need to look back to know where we are going to.
Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.
- The actress fell backward over the stage.
Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
- Let's go back before it begins to rain.
Sekizden önce geri döndü.
- He came back before eight.
Tom kesinlikle sözünden dönecek bir insan tipi gibi görünmüyor.
- Tom certainly doesn't seem like the kind of person that would back down.
Jane asla sözünden dönmez.
- Jane never backs down.
Resmimizi arkadaki heykelle çektirelim, değil mi?
- Let's have our picture taken with the statue in the back, shall we?
Sana yardım etmek için geri geldim.
- I came back to help you.
Tom yardım etmek için dönen tek kişi.
- Tom is the only one who came back to help.
Her zaman bir kötümserden ödünç para al; o, geri ödenmesini beklemez.
- Always borrow money from a pessimist; he doesn't expect to be paid back.
Lütfen biraz bekleyin. Onun geri dönüp dönmediğine bakacağım.
- Please hold a moment. I will see if he is back.
Tom saçını arkaya taradı.
- Tom combed back his hair.
Tom arkaya yakın oturuyor.
- Tom is sitting near the back.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Hiçbir kültürel geçmiş, sanatı anlamak için gerekli değildir.
- No cultural background is necessary to understand art.
Polis öfkeli kalabalığı geride tuttu.
- The police held the angry crowd back.
Tom ve Mary geride uzağa oturdular.
- Tom and Mary sat way in the back.
TV uzaktan kumandasını bana geri ver.
- Give me back the TV remote.
Terinde olsam uzak dururum.
- I'd stand back if I were you.
Turn the book over and look at the back.
I hurt my back lifting that dictionary.
We'll meet out in the back of the library.
The ship's back broke in the pounding surf.
The small boat raced over the backs of the waves.
I hung the clothes on the back of the door.
I’d like to find a back issue of that magazine.
I still need to finish the back of your dress.
The titles are printed on the backs of the books.
Can you fix the back of this chair?.
U in rude is a back vowel.
Put some back into it!.
Tap it with the back of your knife.
The office fell into chaos when you left, but now order is back.
Tom came in through the back door.
- Tom entered through the back door.
Tom entered through the back door.
- Tom came in through the back door.
... chops back pretty quickly. ...
... Once again, it all goes back to the Big Bang. ...