Yiyecek yokluğundan dolayı şehrin her yerinde şiddet patlak verdi.
- Violence erupted all over the city because of the food shortages.
Adam köyün her yerinde iyi tanınmıştır.
- The man is well-known all over the village.
Bankanın şubeleri Japonya'nın her yerinde bulunmaktadır.
- The branch offices of the bank are located all over Japan.
Uçuştan sonra her yerde morlukları vardı.
- He had bruises all over after the fight.
Kolumun her tarafında sivrisinek ısırıkları var.
- I have mosquito bites all over my arm.
Döşemenin her tarafında kan vardı.
- There was blood all over the floor.
Aramızdaki her şeyin biteceğini söyledi.
- She said everything will be over between us.
Bu yaz günü çok çabuk bitecek!
- This summer's day will be over all too soon!
Tom raporu baştan yeniden yazmak zorundaydı.
- Tom had to write the report all over again.
Her şeye yeniden başladık.
- We started all over again.
Onun bitmiş olduğunu biliyorduk.
- We knew it was all over.
Uçuştan sonra her yerde morlukları vardı.
- He had bruises all over after the fight.
Tom'u her yerde aradım.
- I looked all over for Tom.
Biz tekrar baştan başlamak zorundayız.
- We have to start all over again.
Tom bütün hikayeyi tekrar baştan dinlemek zorunda kaldı.
- Tom had to listen to the whole story all over again.
Bu yeni baştan oluyor.
- It's happening all over again.
Japoncam için faydalı olacak güzel bir yazı hazırlamaya çalıştım, ama öğretmenim yazıda epey yanlışlar olduğunu ve yeni baştan yazmam gerektiğini söyledi.
- I have attempted to create a good essay which utilizes my Japanese, but my professor said that much of it was incorrect and that I have to do it all over again.
Dancing with everyone, singing show tunes all night: that was Luke all over.
He was covered all over with mud.
I've looked all over for it.
He dropped the bucket and got paint all over the floor and his clothes.''.
... There's case studies all over the medical literature of ...
... a worm hole to go to another universe where it's warmer and perhaps we can start all over ...