Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
- You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
Üniversite arkadaşım terör karşıtı.
- My university friend is against terror.
Sıkıntılı günlere karşı biraz para biriktirmelisiniz.
- You should save some money against a rainy day.
Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
- Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.
O, yasalara aykırıdır.
- This is against the law.
Avrupa para birimleri dolar karşısında zayıfladı.
- European currencies weakened against the dollar.
Avrupa para birimleri dolar karşısında zayıfladı.
- The European currencies have weakened against the dollar.
Tom'un kedisi bacağına dayalı kıvrılıp yatmıştı.
- Tom's cat snuggled against his leg.
Onun aleyhindeki suçlama nedir?
- What's the accusation against him?
Tom Mary'nin aleyhinde tanıklık etti.
- Tom testified against Mary.
Tom ona karşı aleyhte karar verdi.
- Tom decided against it.
Onu yapmada aleyhte karar verdim.
- I decided against doing that.
Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
- You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
Eşim aleyhine asla tanıklık etmezdim.
- I'd never testify against my wife.
Hiç kimse mahkemede kendi aleyhine delil vermeye zorlanamaz.
- No one can be forced to give evidence against himself in court.
Zaten Avrupalı müttefiklere karşı güçlü bir mücadele ile karşı karşıya kaldı.
- It already faced a strong fight against the European Allies.
Neyle karşı karşıya olduğumuzu henüz bilmiyoruz.
- We don't yet know what we're up against.
Kocasının aksine çok genç görünüyor.
- She looks very young as against her husband.
Tüm beklentilerin aksine, biz iyi arkadaş olduk.
- Against all expectations, we became good friends.
Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
- You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
He turned the umbrella against the wind.
He now gave Mrs Deborah positive orders to take the child to her own bed, and to call up a maid-servant to provide it pap, and other things, against it waked.
He stands out against his local classmates.
The Tigers will play against the Bears this weekend.
The giant was silhouetted against the door.
The rain pounds against the window.
The puppy rested its head against a paw.
If you swim against the current, you must work harder.
If you're not with us then you're against us.
- If you're not with us, you're against us.
You are either with us, or against us.
- You're either with us or you're against us.
... brought twice as many cases against unfair trading practices than the previous administration ...
... REIHAN SALAM: One thing I'll say to push back against that ...