I laid a blanket over her.
- Ben onun üzerine bir battaniye serdim.
Food and blankets were given to the refugees.
- Yiyecekler ve battaniyeler mültecilere verildi.
Tom wrapped himself in a warm blanket.
- Tom kendini sıcak bir battaniyeye sardı.
She wrapped her baby in a blanket.
- Bebeğini bir battaniyeye sardı.