O aslında serbest piyasa sistemini destekledi.
- He basically supported the free market system.
O aslında nazik bir insandır.
- He is basically a nice man.
İnsanların temelde iyi olduklarına inanıyorum.
- I believe men are basically good.
Temelde, kesinlikle haklısın.
- Basically, you're absolutely right.
Temel olarak, aynı şeydir.
- Basically, it is the same thing.
Temel olarak gelme nedenim bu.
- That's basically why I came.
Matematik bütün bilimler için esas niteliği taşır.
- Mathematics is basic to all sciences.
Fizik esas doğa bilimidir.
- Physics is the basic physical science.
Bir köpek bakmanın temel kuralları nelerdir?
- What are the basic rules for keeping a dog?
Bu kurs İlkyardımda temel becerileri öğretir.
- This course teaches basic skills in First Aid.
Dan temel anatomi derslerine bile girmedi.
- Dan didn't even take basic anatomy classes.
Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
- Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
Bu aslında oldukça basit.
- It's basically quite simple.
They've added some fancy features, but it's basically still a car.
Many programs were written for the Sinclair Spectrum computer in BASIC.
Arithmetic is a basic for the study of mathematics.
Rice is a basic for many Asian villagers.
... has three components. It's basically a deal that was entered into by all the signatories ...
... ALAN RUSBRIDGER: Basically, it's not going ...