It doesn't make sense to me.
- Bana göre bir anlamı yok.
You are everything to me.
- Sen bana göre her şeysin.
From my point of view, Australia is one of the best countries in the world.
- Bana göre, Avustralya, dünyanın en iyi ülkelerden biridir.
In my opinion, German is the best language in the world.
- Bana göre Almanca dünyadaki en iyi dildir.
In my opinion, you're beautiful.
- Bana göre sen güzelsin.
In my opinion, it's not a good idea.
- Bana kalırsa, bu iyi bir fikir değil.
It's a bit strange as far as I'm concerned.
- Bana göre o biraz tuhaf.
Tom can do whatever he likes as far as I'm concerned.
- Bana göre Tom hoşlandığı her şeyi yapabilir.
For my part, I don't like this picture.
- Bana kalırsa; bu resmi beğenmedim.
I, for my part, don't care.
- Bana kalırsa, umurumda değil.
Help me! he repeated while waving his sabre.
- O, kılıcını sallarken bana yardım edin! diye tekrarladı.
Please help me take this down.
- Lütfen bunu aşağı çekmek için bana yardım edin.
For myself, I would like to take part in the game.
- Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
I made this clothing myself.
- Bu giysiyi ben kendim yaptım.
Put yourself in my place.
- Kendini benim yerime koy.
In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
My brother-in-law is really egotistical.
- Eniştem gerçekten bencil.
The human is an egocentric animal.
- İnsan benmerkezcil bir hayvandır.
Each molecule in our body has a unique shape.
- Vücudumuzdaki her molekülün benzersiz bir şekli vardır.
Tom has a mole under his left eye.
- Tom'un sol gözünün altında bir beni var.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.