bakarak

listen to the pronunciation of bakarak
Турецкий язык - Английский Язык
at sight
looking

Mother Teresa began her work by looking around to see what was needed. - Rahibe Teresa neye ihtiyaç olduğunu görmek için etrafına bakarak işine başladı.

We stood looking at the beautiful scenery. - Biz güzel manzaraya bakarak ayakta durduk.

glancıng
looking on
bakarak söylemek
sight read
bakarak söylemek
sight-read
bakarak çalmak
sight read
bak
check it out
bak
look at

Look at this Japanese car. - Bu Japon arabasına bak.

As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds. - Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.

bak
(Bilgisayar) lookup
bak
(Bilgisayar) look in

Don't worry. He may look intimidating at first glance, but he's actually a very friendly person. - Endişelenme. İlk bakışta korkutucu gözükebilir, ama aslında çok arkadaş canlısı bir insandır.

By the look in his eye I could tell that he was speaking tongue in cheek. - Onun gözündeki bakışına göre onun şaka yollu konuştuğunu söyleyebilirdim.

bak
look after

Lucy's mother told her to look after her younger sister. - Lucy'nin annesi ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.

I'll look after the children while you go shopping. - Sen alışverişe giderken ben çocuklara bakarım.

bak
{f} regarding
bak
{f} look

Look at that mountain which is covered with snow. - Karlarla örtülü şu dağa bak.

Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time. - Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.

bak
{f} face

Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time. - Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.

She looked her child in the face. - O, karşısındaki çocuğuna baktı.

bak
have one's wits about one
l. gelecek zamanlara bakarak
l. Looking to the future time
bak
(abbr. for bakınız) see; cf. (compare)
bak
vide

Let me have a look at your video camera. - Video kamerana bir bakayım.

bak
behold
bak
or else
bak
{k} Till when
bak
{ü} lo
bak
{k} women's lib
bak
{k} Until when? till when
bak
{k} no way
gözünün içine bakarak utandırmak
outface
kıçına bakarak/baka baka empty-handed
with nothing to show for one's efforts
notaya bakarak okuma
sol fa
notaya bakarak okumak
sol fa
çocuğa bakarak aile yanında kalan kız
au pair girl
çocuğa bakarak aile yanında kalmak
au pair
Английский Язык - Английский Язык

Определение bakarak в Английский Язык Английский Язык словарь

BAK
Basic Aeronautical Knowledge, an initial theory course for trainee pilots
BAK
extension of a backup file (Computers)
bak
Arresting Cable Prefix (e g , BAK-9)
bak
Backup ( bak) - Older version of a batch-file, by using this files you can restore the previous version of such a file if you want that for some reason
bak
Back at KB, when you return
bak
A suffix for filenames indicating a backed-up file You can usually delete bak files, provided you make sure that you have the most recent version and will not be needing the backup at any stage
bak
Backup file
bak
Back At Keyboard
bak
a threatening predator, however, Kilrathi do not eat other predators, as they believe them to have an extremely foul taste
Турецкий язык - Турецкий язык
Göre
BÂK
(Osmanlı Dönemi) f. Korku, havf, çekinme, sakınma
Английский Язык - Турецкий язык

Определение bakarak в Английский Язык Турецкий язык словарь

Bak
Bey, Türkçede erkeklerin kullandığı sanlardan birisidir. Diğerleri efendi, ağa, efe, çelebi, ağabey, amca, dayıdır. Eski Türkçedeki biçimi beğ idi
bakarak
Избранное