bakımcı

listen to the pronunciation of bakımcı
Турецкий язык - Английский Язык
caretaker; maintenance person, janitor
person who takes care of someone
serviceman
service man
bakım
maintenance

Our website is offline for scheduled maintenance. - Web sayfamız zamanlanmış bakım nedeniyle çevrimdışıdır.

Tatoeba.org is offline for maintenance. - Tatoeba.org bakımdan dolayı çevrimdışıdır.

bakım
overhaul
bakım
care

Care aged him quickly. - Bakım onu çabuk yaşlandırdı.

The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit. - Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.

bakım
aspect
bakım
respect

I think country life is superior to city life in some respects. - Sanırım kırsal yaşam bazı bakımlardan şehir yaşamından daha üstündür.

In that respect, my opinion differs from yours. - O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.

bakım
regard
bakım
{i} custody
bakım
support
bakım
{i} nurture
bakım
cure
bakım
sicily
bakım
treatment
bakım
oversight
bakım
viewpoint
bakım
servicing
bakım
trust
bakım
point of view
bakım
charge
bakım
greenkeeping
bakım
attention

Tom needs proper medical attention. - Tom'un uygun tıbbi bakıma ihtiyacı var.

Tom will have to get medical attention. - Tom tıbbi bakım almak zorunda kalacak.

bakım
{i} way

Your opinions are right in a way. - Sizin fikirleriniz bir bakıma doğru.

He is a gentleman in every way. - O, her bakımdan bir beyefendidir.

bakım
{i} keep

TV is harmful in that it keeps your mind in a passive state. - TV aklınızı pasif durumda tutması bakımından zararlıdır.

bakım
maintenance; care, attention; viewpoint, point of view, respect, way
bakım
attention; maintenance
bakım
viewpoint, point of view
bakım
of nursing
bakım
keeping
bakım
handling
bakım
glance, look
bakım
nursing

Tom was put in a nursing home. - Tom bir bakımevine kondu.

bakım
nurse

The blind nurse devoted herself to caring for the elderly. - Kör hemşire kendini yaşlıların bakımı için adadı.

bakım
of care

Babies need a lot of care. - Bebeklerin bakıma çok ihtiyacı vardır.

bakım
care, attention, upkeep
bakım
service

I took my car to have it serviced today. - Bugün arabamı bakım yaptırmaya götürdüm.

The car needs a service. - Arabanın bakıma ihtiyacı var.

bakım
(Hukuk) maintanence
bakım
upkeep
bakım
attendance
bakım
point of view; care
bakım
nurseling
bakım
{i} nursling
bakım
standpoint

He is inclined to look at everything from the standpoint of its practicality and is neither stingy nor extravagant. - O her şeye pratikliği bakımından bakma eğilimindedir ve ne pinti ne de savurgandır.

bakım
aftercare
Турецкий язык - Турецкий язык
Bakım işini yapan kimse
bakım
Bir şeyin iyi gelişmesi, iyi bir durumda kalması için verilen emek veya emek verme biçimi
bakımcı
Избранное