At last, spring has come to this part of Japan.
- Nihayet, Japonya'nın bu bölümüne bahar geldi.
This park is at its best in spring.
- Bu park, bahar ayında en iyi durumundadır.
The villagers are dancing around the Maypole.
- Köylüler bahar bayramı direğinin etrafında dans ediyorlar.
Maybe after easter, spring will come.
- Belki paskalyadan sonra bahar gelecek.
The seasoning is just right.
- Baharat tam sağlıklıydı.
Who's truly hungry don't need no seasoning.
- Kim gerçekten açsa hiçbir baharata ihtiyacı olmaz.
Tom added some interesting spices to the stew.
- Tom, güvece bazı ilginç baharatlar ekledi.
I love Korean food because of the hot spices.
- Sıcak baharatlarından dolayı Kore yemeklerinin seviyorum.
With the coming of spring, everything is gradually coming to life again.
- Baharın gelmesiyle birlikte her şey yavaş yavaş yeniden hayata dönüyor.
I'm looking forward to the return of spring.
- Baharın gelişini iple çekiyorum.
Many flowers start blooming in springtime.
- Birçok çiçekler baharda çiçeklenmeye başlar.
The only spice Tom puts on meat is pepper.
- Tom'un ete koyduğu tek baharat biberdir.
This store has a variety of spices.
- Bu mağaza çeşitli baharatlara sahiptir.
Many flowers start blooming in springtime.
- Birçok çiçekler baharda çiçeklenmeye başlar.
The flowers in the garden bloom in spring.
- Bahçedeki çiçekler baharda açar.