O ülkenin geri kalmışlığı iyi bilinir.
- The backwardness of that country is well known.
O, fikrini ifade etmede geri kalmış.
- She is backward in expressing her opinion.
Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
- Why is it easier to park the car backwards than forwards?
Köpek geriye doğru yürüdü.
- The dog walked backward.
Köpek geriye doğru yürüdü.
- The dog walked backward.
Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.
- Tom bends over backwards to please Mary.
Belki bütün bunu tersine yapıyoruz.
- Maybe we're doing this all backwards.
Onu ters anladın sanırım.
- I think you've got it backwards.
Belki bütün bunu tersine yapıyoruz.
- Maybe we're doing this all backwards.
Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.
- Tom bends over backwards to please Mary.
Tom geriye doğru bir adım attı.
- Tom took a step backward.
The occasional backward movement of planets is evidence they revolve around the sun.