Tom onun kız arkadaşının onun için pişirdiği pastayı yemediğini itiraf etti.
- Tom admitted that he didn't eat the cake that his girlfriend had baked for him.
Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.
- Mary baked three dozen cookies for Tom's party.
We bake traditional bread.
- Wir backen traditionelles Brot.
With flour, milk and an egg, one can bake a cake.
- Aus Mehl, Milch und einem Ei kann man einen Kuchen backen.