Parkta dolaşırken, bir yavru kuş buldum.
- Walking in the park, I found a baby bird.
Neden sık sık yavru güvercinler görmediğimizi hiç merak ettiniz mi?
- Have you ever wondered why we don't often see baby pigeons?
Tom, Mary'nin çocuklarına bakıcılık yapmasını istiyor.
- Tom wants Mary to babysit his children.
Tom, çocuk bakıcısı oraya gelinceye kadar, Mary'nin evde kalmasını istedi.
- Tom asked Mary to stay at home until the babysitter got there.
Bu küçük bebek on dolarlık bir banknot yırttı.
- This little baby tore up a 10 dollar bill.
Mary'nin bebeği bir aydan daha küçük.
- Mary's baby is less than a month old.
Bebekler aç olduklarında ağlarlar.
- Babies cry when they are hungry.
Japon kadınları bebeklerini sırtlarında taşırlar.
- Japanese women carry their babies on their backs.
Bebek tüm gece ağladı.
- The baby cried all night.
O, bebeğine gülümsedi.
- She smiled at her baby.
Tom bir bebek gibi ağladı.
- Tom cried like a baby.
Bir ergen bazen bir bebek gibi davranır.
- A teenager sometimes acts like a baby.
a baby elephant.
baby clothes.
Stand up for yourself - don't be such a baby!.
How come none of my babysitters ever looked like you?
- Why didn't any of my babysitters ever look like you?
Why didn't any of my babysitters ever look like you?
- How come none of my babysitters ever looked like you?