başvurma

listen to the pronunciation of başvurma
Турецкий язык - Английский Язык
(Hukuk) application
consult

You should consult the dictionary. - Sözlüğe başvurmalısın.

He is proud of the fact that he has never consulted a doctor in his life. - O, hayatında bir doktora hiç başvurmamış olması gerçeğiyle gurur duymaktadır.

enrollment
recourse
enrolment
reference
application; consultation
resort

No matter how angry he was, he would never resort to violence. - Onun nasıl kızdığı önemli değil, o asla şiddete başvurmaz.

I had to resort to threats to get my money back. - Paramı geri almak için tehditlere başvurmak zorunda kaldım.

(Askeri) pitching
consultation
{i} referring
başvurmak
consult
başvurmak
{f} appeal
başvurmak
{f} apply

I'd like to apply for a visa. - Bir vize için başvurmak istiyorum.

I'd like to apply for a job. - Bir iş için başvurmak istiyorum.

başvurmak
refer
başvurma işareti
diesis
başvurmak
resort

I had to resort to threats to get my money back. - Paramı geri almak için tehditlere başvurmak zorunda kaldım.

It is sometimes acceptable to resort to violence. - Şiddete başvurmak bazen kabul edilebilir.

başvur
apply for

Regardless of age, everybody can apply for it. - Yaşı ne olursa olsun, herkes iş için başvuruda bulunabilir.

Tom asked Mary to find out how to apply for a visa. - Tom Mary'den vize için nasıl başvurulacağını öğrenmesini rica etti.

başvurmak
turn to
başvurmak
look to
başvurmak
resort to

I had to resort to threats to get my money back. - Paramı geri almak için tehditlere başvurmak zorunda kaldım.

It is sometimes acceptable to resort to violence. - Şiddete başvurmak bazen kabul edilebilir.

başvurmak
(Hukuk) appeal for
başvurmak
{f} call upon
başvurmak
put in
başvurmak
apply to
başvurmak
fall back upon
başvurmak
call on

He had to call on all his experience to carry out the plan. - O, planı gerçekleştirmek için bütün deneyimine başvurmak zorunda kaldı.

başvurmak
get in touch (with)
başvurmak
have resort to
başvurmak
apply for

I'd like to apply for a job. - Bir iş için başvurmak istiyorum.

He wants to apply for JSA. - O, işsizlik yardımı için başvurmak istiyor.

başvurmak
appeal to
başvur
{f} referenced
başvur
fall back on

Many families had lost their savings during the war and had nothing to fall back on. - Birçok aile savaş sırasında tasarruflarını kaybetmişlerdi ve başvuracakları hiçbir şeyleri yoktu.

I can fall back on my savings if I lose my job. - İşimi kaybedersem tasarruflarıma başvurabilirim.

başvur
betake
başvur
fell back on
başvur
{f} appeal

Tom appealed to us for help. - Tom yardım için bize başvurdu.

They appealed to us for help. - Onlar yardım için bize başvurdular.

başvur
{f} referring
başvur
appeal to

We should appeal to reason instead of resorting to violence. - Şiddete başvurma yerine aklımızı kullanmalıyız.

başvur
resort to

No matter how angry he was, he would never resort to violence. - Onun nasıl kızdığı önemli değil, o asla şiddete başvurmaz.

Tom is ready to resort to violence in order to get what he wants. - Tom istediğini almak için şiddete başvurmaya hazır.

başvur
refer

The speaker sometimes referred to his notes. - Konuşmacı bazen notlarına başvurdu.

I referred to the company for his work record. - Ben onun iş kaydı için şirkete başvurdum.

başvur
fallen back on
başvur
make reference to
başvur
betook
başvur
apply to

You should apply to Microsoft for the IT job. - IT için Microsoft'a başvurmalısın.

Apply to the office for further details. - Daha çok bilgi için ofise başvurun.

başvurmak
have recourse to
başvur
betaken
Adalet Divanına başvurma
(Hukuk) apply to the Court of Justice
başvurmak
fall back on
başvurmak
to have recourse to, turn to; to resort to
başvurmak
to apply to; to submit an application to: Hangi okullara başvuruyorsun? Which schools are you applying to?
başvurmak
approach
başvurmak
to apply; to have recourse to, to resort to, to turn to sb/sth, to fall back on sb/sth; to consult; to appeal to; to refer
başvurmak
put in for
başvurmak
make an application
kendine başvurma
self reference
kuvvete başvurma
direct action
mantığa başvurma
appeal to reason
zora başvurma
coerciveness
Турецкий язык - Турецкий язык
Başvurmak işi, müracaat
(Osmanlı Dönemi) müracaat
başvurmak
Bilgi sahibi olmak için bir kaynağı kullanmak
başvurmak
Bir işin yapılması için bir kimsenin aracılığını istemek veya bir işte bir şeyden yararlanmak amacıyla ona el atmak, müracaat etmek
başvurma
Избранное