The general decided to launch an offensive against the enemy camp.
- General düşman kampına karşı bir saldırı başlatmaya karar verdi.
They decided to launch a major attack.
- Büyük bir saldırı başlatmaya karar verdiler.
Tom certainly looks like he wants to start a fight.
- Tom kesinlikle bir döğüşü başlatmak istiyor gibi görünüyor.
We'll attempt to start the class soon.
- Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
Tom put the bowl into the microwave and pushed the button to start it cooking.
- Tom kaseyi mikrodalgaya koydu ve pişirmeyi başlatmak için düğmeye bastı.
Starting a fight with Tom wasn't such a good idea.
- Tom'la bir döğüş başlatmak çok iyi bir fikir değildi.
School begins at nine and is over at six.
- Okul dokuzda başlar ve altıda biter.
Let's go back before it begins to rain.
- Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
Next month it'll be five years since he began playing the violin.
- Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.
You began to learn Esperanto.
- Esperanto öğrenmeye başladınız.
They began to run all at once.
- Hep birden koşmaya başladılar.
He stopped smoking and started running.
- Sigarayı bıraktı ve koşmaya başladı.
All beginnings are difficult.
- Bütün başlangıçlar zordur.
In the beginning God created the heaven and the earth.
- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
The journey has just begun.
- Yolculuk henüz başladı.
The French and Indian War had begun.
- Fransız ve Hint Savaşı başlamıştı.
Now I must go about my work.
- Şimdi işime başlamalıyım.
The student center is a good place to strike up conversations.
- Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.
I must set about that work without delay.
- Gecikmeden o işe başlamalıyım.
She had no idea how to set about her work.
- İşine nasıl başlayacağı konusunda bir fikri yoktu.
Now let's get down to work.
- Şimdi çalışmaya başlayalım.
It's time to get down to business.
- İşe başlamanın zamanıdır.
Direct flights between New York and Tokyo commenced recently.
- New York ve Tokyo arasında doğrudan uçuşlar son zamanlarda başlamıştır.
Tom's trial commenced three days later.
- Tom'un davası üç gün sonra başladı.
I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
- Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.
There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day.
- Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.