They decided to launch a major attack.
- Büyük bir saldırı başlatmaya karar verdiler.
The general decided to launch an offensive against the enemy camp.
- General düşman kampına karşı bir saldırı başlatmaya karar verdi.
Tom came here today looking to start a fight.
- Tom bugün bir kavga başlatmak için buraya geldi.
We'll attempt to start the class soon.
- Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
Tom certainly looks like he wants to start a fight.
- Tom kesinlikle bir döğüşü başlatmak istiyor gibi görünüyor.
We'll attempt to start the class soon.
- Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
School begins at nine and is over at six.
- Okul dokuzda başlar ve altıda biter.
Birth is, in a manner, the beginning of death.
- Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
He began to work for that company last year.
- O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
He began his meal by drinking half a glass of ale.
- Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking.
- Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.
The dog began to run.
- Köpek koşmaya başladı.
Birth is, in a manner, the beginning of death.
- Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
In the beginning God created the heaven and the earth.
- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
My memory of her has begun to recede.
- Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.
When we went to the hall, the concert had already begun.
- Salona gittiğimizde, konser çoktan başlamıştı.
Now I must go about my work.
- Şimdi işime başlamalıyım.
The student center is a good place to strike up conversations.
- Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.
I must set about that work without delay.
- Gecikmeden o işe başlamalıyım.
She had no idea how to set about her work.
- İşine nasıl başlayacağı konusunda bir fikri yoktu.
I've never seen him really get down to work.
- Onun gerçekten işe başladığın asla görmedim.
It's time to get down to business.
- İşe başlamanın zamanıdır.
Direct flights between New York and Tokyo commenced recently.
- New York ve Tokyo arasında doğrudan uçuşlar son zamanlarda başlamıştır.
Hostilities commenced.
- Düşmanlıklar başladı.
Let's start off on the same page.
- Aynı sayfada başlayalım.
I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
- Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.