After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
- Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
Birth is, in a manner, the beginning of death.
- Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
He began to work for that company last year.
- O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
Next month it'll be five years since he began playing the violin.
- Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.
They began to run all at once.
- Hep birden koşmaya başladılar.
Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking.
- Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.
At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.
- O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
Birth is, in a manner, the beginning of death.
- Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
My memory of her has begun to recede.
- Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.
The French and Indian War had begun.
- Fransız ve Hint Savaşı başlamıştı.
Now I must go about my work.
- Şimdi işime başlamalıyım.
The student center is a good place to strike up conversations.
- Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.
We got up early and set about cleaning our house.
- Erken kalktık ve evimizi temizlemeye başladık.
She had no idea how to set about her work.
- İşine nasıl başlayacağı konusunda bir fikri yoktu.
It's time to get down to business.
- İşe başlamanın zamanıdır.
Now let's get down to work.
- Şimdi çalışmaya başlayalım.
Commencement is typically the first or second Saturday in April.
- Başlangıç genellikle nisan ayının birinci ya da ikinci cumartesisidir.
Tom's trial commenced three days later.
- Tom'un davası üç gün sonra başladı.
There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day.
- Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.
I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
- Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.