bağlanmış

listen to the pronunciation of bağlanmış
Турецкий язык - Английский Язык
{s} engaged
hooked
tied

When I woke up, I found I had been tied up. - Uyandığımda, kendimi bağlanmış buldum.

The books were tied up in a bundle. - Kitaplar birbirine bağlanmıştı.

equipped
connected
fitted
linked
invested
attached
corded
bonded
fixed
fastened

Please make sure that your seat belt is securely fastened. - Emniyet kemerinizin güvenle bağlanmış olduğundan emin olun.

bound
birbirine bağlanmış
interconnected
karara bağlanmış
resolved
bağla
(Bilgisayar) anchor
bağla
binding

A tenancy agreement is a legally binding document between a landlord and their tenant. - Bir kira sözleşmesi, ev sahibi ve kiracıları arasında yasal olarak bağlayıcı bir belgedir.

It's not legally binding. - O yasal olarak bağlayıcı değil.

bağla
(Bilgisayar) link to

I'll give you the link to the website. - İnternet sitesi için sana bağlantı vereceğim.

Would you be able to write down the link to the site? - Siteye bağlantı yazabilir misiniz?

bağla
{f} tether
bağla
ascribe to
bağla
{f} rope

Tom knotted the rope securely. - Tom ipi güvenli bir biçimde bağladı.

He fastened the horse's pack with a rope. - O, atın yükünü iple bağladı.

bağla
{f} tied

The mother tied a ribbon in her daughter's hair. - Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı.

Tom wrapped the package and tied it with strings. - Tom paketi sardı ve iplerle bağladı.

bağla
plumb in
bağla
{f} linked

Our hearts are linked. - Kalplerimiz bağlantılıydı.

Tom linked to my website from his blog. - Tom bloğundan benim siteme bağlandı.

bağla
{f} fastening
bağla
tie up

Tom is going to want to tie up some loose ends. - Tom bazı yarım kalmış işleri bağlayacak.

bağla
{f} attaching
bağla
{f} link

It is a prevalent belief, according to a nationwide poll in the United States, that Muslims are linked with terrorism. - ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.

Tom linked to my website from his blog. - Tom bloğundan benim siteme bağlandı.

bağla
buckle up
bağla
{f} fastened

Tom fastened his seat belt. - Tom emniyet kemerini bağladı.

He fastened the horse's pack with a rope. - O, atın yükünü iple bağladı.

bağla
{f} lace

Mary laced up her boots. - Mary çizmelerini bağladı.

Tom tied his shoe laces. - Tom ayakkabı bağlarını bağladı.

bağla
{f} connecting

I am connecting this computer to the Internet. - İnternet'e bu bilgisayarla bağlanıyorum.

I'm not connecting your computers. - Ben senin bilgisayarlarını bağlamıyorum.

bağla
bind

A tenancy agreement is a legally binding document between a landlord and their tenant. - Bir kira sözleşmesi, ev sahibi ve kiracıları arasında yasal olarak bağlayıcı bir belgedir.

It's not legally binding. - O yasal olarak bağlayıcı değil.

bağla
do up
bağla
{f} cord

He connected the cord to the machine. - O, kordonu makineye bağladı.

A developing embryo connects to the placenta via the umbilical cord. - Gelişmekte olan bir embriyo, göbek kordonu yoluyla plasentaya bağlanır.

bağla
ascribe

We ascribe his success to hard work. - Onun başarısını sıkı çalışmaya bağladık.

bağla
{f} strapping
bağla
fasten

Fasten your seatbelt. - Emniyet kemerini bağla.

She advised him to fasten his seat belt. - O ona emniyet kemerini bağlamasını tavsiye etti.

bağla
{f} attached

Tom attached some twine to the kite. - Tom uçurtmaya biraz ip bağladı.

The driver is deeply attached to his old car. - Sürücü eski arabasına derinden bağlandı.

bağla
{f} strap
bağla
{f} tie

That child could barely manage to tie his shoes. - O çocuk ayakkabılarını güçlükle bağlayabildi.

They tied the thief to the tree. - Onlar hırsızı ağaca bağladılar.

bağla
hook up
bağla
{f} bond

You can't destroy the precious bond between mother and child. - Anne ve çocuk arasındaki değerli bağları yok edemezsiniz.

bağla
{f} taping
bağla
attach

Tom attached some twine to the kite. - Tom uçurtmaya biraz ip bağladı.

Attach this label to your package. - Bu etiketi paketinize bağlayın.

bağla
ascribe to be
bağla
attach to
bağla
ligate
bağla
{f} coupling
bağla
{f} secured
bağla
corded
bağla
bonded
bağla
{f} secure

Tom knotted the rope securely. - Tom ipi güvenli bir biçimde bağladı.

Please make sure that your seat belt is securely fastened. - Emniyet kemerinizin güvenle bağlanmış olduğundan emin olun.

bağla
bonding
iki eli arkasına bağlanmış olan
with both hands tied behind
bağla
belay
bağla
ascribeto
bağla
plumbin
bağla
doup
geçim indeksine bağlanmış
index linked
karara bağlanmış dosyaya eklenen not
syllabus
sımsıkı bağlanmış
tightly bound
zincir ile bağlanmış
enchained
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) KAMİT
(Osmanlı Dönemi) MU'TEKİD
angaje
bağla
Değirmen çarkını franleyen ağaç
bağla
Su hendi tıkaçı
bağlanmış
Избранное