Mary waited years for Tom to get out of prison and was very happy when he finally got released.
- Mary yıllarca Tom'un hapisaneden çıkmasını bekledi ve sonunda o serbest bırakıldığında çok mutlu oldu.
Tom was released from prison last month.
- Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı.
Tom had to drop out from college because he couldn't afford tuition.
- Tom okul ücretini ödeyemediği için üniversiteyi bırakmak zorunda kaldı.
Do you really want to drop out of high school?
- Liseyi bırakmayı gerçekten istiyor musun?
I dropped out of school when I was in the 7th grade.
- Yedinci sınıftayken okulu bıraktım.
Tom dropped out of the tournament.
- Tom turnuvayı bıraktı.
We're releasing all the sentences we collect under the Creative Commons Attribution license.
- Topladığımız tüm cümleleri Creative Commons Attribution lisansı altında serbest bırakıyoruz.
I'm releasing the prisoners.
- Tutukluları serbest bırakıyorum.
He decided to quit smoking.
- Sigarayı bırakmaya karar verdi.
How can I quit this job?
- Bu işi nasıl bırakabilirim?
I can't read French, let alone speak it.
- Fransızcayı bırak konuşmayı okuyamam bile.
I don't have a cent, let alone a dollar.
- Bırak bir doları bir sentim bile yok
I should've tried to stop it.
- Onu bırakmayı denemeliydim.
We've been talking about this for hours. Can we just drop it?
- Bunun hakkında saatlerdir konuşuyoruz. Bırakabilir miyiz?
Tom forgot where he left his umbrella.
- Tom şemsiyesini nereye bıraktığı unuttu.
Tom forgot to release the brake.
- Tom freni bırakmayı unuttu.
We've been talking about this for hours. Can we just drop it?
- Bunun hakkında saatlerdir konuşuyoruz. Bırakabilir miyiz?