bıkmış

listen to the pronunciation of bıkmış
Турецкий язык - Английский Язык
sick of

Tom was sick of them all. - Tom onların hepsinden bıkmıştı.

Tom was a bitter old man who was sick of life. - Tom hayattan bıkmış sert yaşlı bir adamdı.

fed up with

Tom is fed up with Mary's bad behavior. - Tom Mary'nin kötü davranışlarından bıkmıştı.

Tom was fed up with waiting for Mary. - Tom Mary'yi beklemekten bıkmıştı.

weary
out of conceit with
weary of
tired of

Teachers must get tired of rectifying the same mistakes over and over again in their students' papers. - Öğretmenler öğrencilerinin kağıtlarındaki aynı hataları tekrar tekrar düzeltmekten bıkmış olmalı.

Tom is obviously tired of his job. - Tom açıkçası işinden bıkmış.

{s} done
bıkmış olarak
disgustedly
bıkmış usanmış
browned off
herşeyden bıkmış
blase
yaşamaktan bıkmış
world weary
bıkmış
Избранное