bıçaklama

listen to the pronunciation of bıçaklama
Турецкий язык - Английский Язык
act of stabbing
stab

He tried to stab me in the back. - O beni arkadan bıçaklamaya çalıştı.

The fatal stabbing was sparked by an argument that got out of control. - Ölümle sonuçlanan bıçaklama olayının kıvılcımı, kontrolden çıkan tartışmadan çıkmıştı.

stabbings
bıçaklamak
stab
bıçaklamak
get one's knife into
bıçaklamak
chive
bıçakla
{f} stab

Tom was stabbed to death. - O, bıçaklanarak öldürüldü.

Tom got stabbed in the arm. - Tom kolundan bıçaklandı.

bıçaklamak
knife
bıçaklamak
stick; carve up
bıçaklamak
to stab, knife
bıçaklamak
to stab, to knife
bıçaklamak
{f} stick
bıçaklamak
carve up
sırtından bıçaklama
stab in the back
Турецкий язык - Турецкий язык
Bıçaklamak işi
bıçaklamak
Bıçakla kesmek
bıçaklamak
Bıçakla yaralamak
bıçaklama
Избранное