That's not a knife. THIS is a knife.
- O bir bıçak değildir, BU bir bıçaktır.
Tom cut his hand with a rusty knife.
- Tom paslı bir bıçakla elini kesti.
Three men menaced him with knives.
- Üç adam bıçaklarla onu tehdit etti.
Please don't let the children play with knives.
- Lütfen çocukların bıçaklarla oynamasına izin vermeyin.
How many dancing angels can fit on the tip of a knife blade?
- Bir bıçak ağzının ucuna kaç tane dans eden melek sığabilir?
I received a knife with a sharp blade.
- Keskin ağızlı bir bıçak aldım.
How many dancing angels can fit on the tip of a knife blade?
- Bir bıçak ağzının ucuna kaç tane dans eden melek sığabilir?
The tip of the knife blade is sharp.
- Bıçak ağzının ucu keskindir.
Dan's body was found in a well with fifty stab wounds.
- Dan'in cesedi elli tane bıçak yarasıyla birlikte bir kuyu içinde bulundu.
Sami had one stab wound to his chest.
- Saminin göğsünde bir bıçak yarası vardı.
Please don't let the children play with knives.
- Lütfen çocukların bıçaklarla oynamasına izin vermeyin.
Don't let the kid play with knives.
- Çocuğun bıçaklarla oynamasına izin vermeyin.
Can I have silverware for my meal?
- Yemeğim için gümüş çatal bıçak takımı alabilir miyim?
The cutlery has disappeared.
- Çatal bıçak takımı ortadan kayboldu.
Where is the cutlery?
- Çatal bıçak takımı nerede?