The Sahara Desert is almost as large as Europe.
- Sahra Çölü, neredeyse Avrupa kadar büyük.
After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
- Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
Sometimes, Grandma is more dangerous than the KGB.
- Bazen büyükanneler, KGB'den daha tehlikelidir.
It's been a long time since I visited my grandmother.
- Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu.
What are the four major golf tournaments comparable to the ones in tennis?
- Tenislerdekilerle karşılaştırılabilen dört büyük golf turnuvası hangileridir.
I think that it likely that there was a major fault in the lookout.
- Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum.
England and Scotland were unified on May 1, 1707, to form the Kingdom of Great Britain.
- İngiltere ve İskoçya, 1 Mayıs 1707'de birleşti ve Büyük Britanya Krallığı'nı oluşturdu.
I had great difficulty in finding my ticket at the station.
- İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.
Twitter is among the biggest enemies of Islam.
- Twitter İslâm'ın en büyük düşmanları arasındadır.
In Japan, there is no lake bigger than Lake Biwa.
- Japonya'da, Biwa gölünden daha büyük bir göl yoktur.
It's been a long time since I visited my grandmother.
- Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu.
My grandfather's life was long and happy.
- Büyük babamın hayatı uzun ve mutluydu.
We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments.
- Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.
The boy has a huge bump on his head. No wonder he cried so much!
- Çocuğun başında büyük bir yumru var. O kadar çok ağlamasına şaşmamalı.
There is a wide gap in the opinions between the two students.
- İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
Write your name in capital letters.
- Adınızı büyük harflerle yazın.
Write only your family name in capitals.
- Sadece soyadınızı büyük harflerle yazın.
We have given your order highest priority.
- Siparişinize en büyük önceliği verdik.
How to overcome the high value of the yen is a big problem.
- Yüksek yen değerinin nasıl üstesinden gelineceği büyük bir sorundur.
He was big and handsome.
- O, büyük ve yakışıklıydı.
It is hoped that this new policy will create jobs on a large scale.
- Bu yeni politikanın büyük ölçekli işler yaratacağı umuluyor.
He gave a party on a large scale.
- O büyük ölçekte bir parti verdi.
He's three years older than I am.
- O benden üç yaş daha büyük.
Care has made her look ten years older.
- Bakım onun görünüşünü on yaş büyük yaptı.
Suddenly the eldest daughter spoke up, saying, I want candy.
- En büyük kız şeker istiyorum diyerek birdenbire konuştu.
The eldest son succeeded to all the property.
- En büyük oğlan bütün mülkiyetin varisi oldu.
Beijing is bigger than Rome.
- Pekin, Roma'dan daha büyüktür.
In Japan, there is no lake bigger than Lake Biwa.
- Japonya'da, Biwa gölünden daha büyük bir göl yoktur.
My father was an ambitious man and would drink massive amounts of coffee.
- Babam hırslı bir adamdı ve büyük miktarda kahve içerdi.
Layla was the owner of the largest ranch in the area.
- Leyla bölgedeki en büyük çiftliğin sahibiydi.
Tom is the owner of the largest ranch in the area.
- Tom, bölgedeki en büyük çiftliğin sahibidir.
How old is your oldest son?
- En büyük erkek evladın kaç yaşında?
My oldest brother is single.
- En büyük ağabeyim bekardır.
Tom's grandfather was a signal officer in the army.
- Tom'un büyükbabası orduda bir muhabere subayıydı.
You must be more careful to avoid making a gross mistake.
- Büyük bir hata yapmaktan kaçınmak için daha dikkatli olmalısın.
Sometimes, Grandma is more dangerous than the KGB.
- Bazen büyükanneler, KGB'den daha tehlikelidir.
My grandmother can ride a motorcycle, and what's more, a bicycle.
- Büyükannem bir motosiklet sürebilir, ve dahası bir bisikleti de.
Tom won a sizable amount of money.
- Tom oldukça büyük bir miktarda para kazandı.
The stability of Chinese economy is substantially overestimated.
- Çin ekonomisinin istikrarı büyük ölçüde abartılmıştır.
Tom is taking a tremendous chance.
- Tom çok büyük bir risk alıyor.
The earthquake created a tremendous sea wave.
- Deprem büyük bir deniz dalgası yarattı.
Tom's experience attracted considerable attention.
- Tom'un deneyimi büyük ilgi gördü.
The earthquake caused considerable damage.
- Deprem, büyük ölçüde hasara yol açtı.
This box is too bulky to carry.
- Bu kutu taşımak için çok fazla büyüktür.
These presents are really bulky.
- Bu hediyeler gerçekten büyük.
A massive earthquake of magnitude 8.8 hit the Japanese islands today.
- 8.8 büyüklüğündeki büyük deprem bugün Japon adalarını vurdu.
The bad harvest caused massive food shortages.
- Kötü hasat büyük gıda sıkıntısına neden oldu.
The castle was in dire need of major repairs.
- Kale, büyük onarımlara çok ihtiyaç duyuyordu.
To our surprise, he won the grand prize.
- Bizim için sürpriz oldu, o büyük ödülü kazandı.
To my great delight, he won the first prize.
- Benim için büyük sevinç, o birincilik ödülünü kazandı.
He won a sizeable amount of money.
- O büyük miktarda para kazandı.
The concert was a rousing success.
- Konser büyük bir başarıydı.
Tatoeba is a mini-LibriVox, it just needs to be written before the large-scale reading aloud would start.
- Tatoeba bir mini-LibriVox'tur. O, yüksek sesle büyük ölçekli okuma başlamadan önce sadece yazılması gerekiyor.
I think Beethoven is the greatest composer who ever lived.
- Sanırım Beethoven, şimdiye kadar yaşamış en büyük besteci.
Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
- Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
A fool always finds a greater fool to admire him.
- Bir aptal her zaman kendisine hayran olacak daha büyük bir aptal bulur.
An integer is natural if and only if it is greater or equal to 0.
- Eğer tamsayı sadece sıfırdan büyük veya eşit ise tamsayı doğaldır.
He is one of the greatest artists in Japan.
- Japonya'daki en büyük sanatçılardan biridir.
Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
- Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
My grandfather is very healthy.
- Büyük babam çok sağlıklı.
His grandmother looks healthy.
- Onun büyükannesi sağlıklı görünüyor.
The largest muscle in the human body is the gluteus maximus.
- İnsan vücudundaki en büyük kas gluteus maximus'tur.
How old is your elder son?
- Büyük oğlun kaç yaşında?
My elder brother got a position in a big business.
- Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor.
A big fire broke out after the earthquake.
- Depremden sonra büyük bir yangın patlak verdi.
Tom doesn't have much interest in outdoor sports.
- Tom, açık hava sporlarına büyük ilgi duymuyor.
Esperanto is surely an enormous waste of time!
- Esperanto kesinlikle çok büyük bir zaman kaybı!
He lives in an enormous house.
- O, çok büyük bir evde yaşar.
Tom's new smartphone is really big. It doesn't even look like a phone anymore.
- Tom'un yeni akıllı telefonu gerçekten büyük. Artık bir telefona bile benzemiyor.
Many great men went through hardship during their youth.
- Birçok büyük insan gençliklerinde zorluklardan geçmişlerdir.
He put up with the greatest hardship that no one could imagine.
- O, kimsenin hayal edemeyeceği en büyük sıkıntıya katlandı.
You needn't have bought such a large house.
- Böylesine büyük bir ev almana gerek yoktu.
His grandfather bought him the expensive toy.
- Büyükbabası ona pahalı bir oyuncak aldı.
The earthquake in Hokkaido caused extensive damage.
- Hokkaido'daki deprem büyük hasara sebep oldu.
The flood did the village extensive damage.
- Sel köye büyük hasar verdi.
Every sentence that starts with I'm not racist, but is likely to be very racist indeed.
- Irkçı değilim, ama ile başlayan her cümle aslında büyük ihtimalle çok ırkçıdır.
For a start, I visited Jerusalem - a sacred place for three major religions.
- Başlangıç için Kudüsü ziyaret ettim-üç büyük din için kutsal bir yer.