Who that believes in God would do such a thing?
- Allah'a inanan kim böyle bir şey yapardı?
I think it's unlikely that a situation like this one would ever occur again.
- Böyle bir durumun tekrar olacağının olası olmadığını düşünüyorum.
He is a director, and should be treated as such.
- O bir yönetmen ve böyle muamele edilmelidir.
He is a gentleman and ought to be treated as such.
- O bir beyefendi ve böyle davranılması gerekiyor.
In a dictionary like this one there should be at least two sentences with fridge.
- Böyle bir sözlükte buzdolabı ile ilgili en az iki cümle olmalıdır.
He often shuts himself up in the study and writes things like this.
- Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
Tom will do that this way from now on.
- Tom bundan böyle bunu bu şekilde yapacaktır.
We'll do that your way from now on.
- Bundan böyle bunu senin tarzınla yapacağız.
I am surprised that she refused such a good offer.
- Onun böyle güzel bir teklifi reddetmesine şaşırdım.
I've never seen such a wonderful sunset.
- Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
I've done this kind of thing before.
- Böyle şeyleri daha önce de yaptım.
Can you think of anyone who would want to do this kind of thing?
- Böyle bir şeyi yapmak isteyecek birini düşünebiliyor musun?
He often shuts himself up in the study and writes things like this.
- Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
I am interested in getting a hat like this.
- Ben böyle bir şapka almakla ilgileniyorum.
Thus, the tyrant succeeded in conquering the kingdom.
- Böylece despot hükümdar, krallığı fetihte başarılı oldu.
The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows.
- Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir.
Tom intends to go, rain or shine.
- Öyle ya da böyle, Tom'un gitmeye niyeti var.
Rain or shine, the postman delivers the mail.
- Öyle ya da böyle, postacı postayı dağıtır.