I found the secret compartment quite by accident.
- Gizli bölmeyi oldukça kazara buldum.
The R.M.S. Titanic was divided into 16 watertight compartments.
- RMS Titanik 16 tane su geçirmez bölmeye ayrıldı.
The only way on Earth to multiply happiness is to divide it.
- Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.
The teacher wants us to divide the work on this project.
- Öğretmen bu proje üzerindeki işi bölmemizi istiyor.
We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates?
- Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?
We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates?
- Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?
The only way on Earth to multiply happiness is to divide it.
- Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.
Tom wanted to unite not divide.
- Tom bölmek değil birleştirmek istedi.
We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates?
- Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?
The playground is divided into three areas by white lines.
- Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
Mother divided the cake into eight pieces.
- Anne pastayı sekiz parçaya böldü.
The equator divides the globe into two hemispheres.
- Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.
Mother divided the cake into three parts.
- Anne pastayı üç parçaya böldü.
Let's split the bill today.
- Bugün hesabı bölüşelim.
The inflation issue split the party.
- Enflasyon sorunu partiyi böldü.