Let's begin with the first chapter.
- İlk bölümle başlayalım.
You will have guessed its meaning by the end of the chapter.
- Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.
This study grant was given to me by the departmental council.
- Bu öğrenim hibesi bana bölüm konseyi tarafından verildi.
He is the manager of the marketing department.
- O, pazarlama bölümü yöneticisidir.
He was promoted to section chief.
- O, bölüm şefliğine atandı.
Who's in charge of the sales section?
- Satış bölümünün sorumlusu kim?
Seriously though, episode 21 made me almost cry while laughing.
- Ama cidden, ben gülerken bölüm 21 neredeyse beni ağlatıyordu.
Did you see yesterday's episode?
- Dünkü bölümü gördün mü?
The bureau drawer has several compartments.
- Büro çekmecesinin birçok bölümü var.
Land occupies the minor portion of the earth's surface.
- Ülke dünya yüzeyinin küçük bir bölümünü kaplar.
This portion of the library is off-limits to the public.
- Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil.
Hey, what happened in the final episode of 'Tom and Mary'? They broke up, in the end. It was really bittersweet. Oh my! And after being so deeply in love!
- Hey, Tom ve Mary'nin son bölümünde neler oldu? Onlar sonunda ayrıldılar. Gerçekten buruktu. Tanrım! Ve bu kadar derinden aşık olduktan sonra!
Will you explain the last part in detail?
- Son bölümü ayrıntılı olarak açıklar mısın?
In the Quran there is a part about Saint Mary and the birth of Jesus Christ.
- Kuran'da Hz. Meryem ve Hz. İsa'nın doğumu hakkında bir bölüm vardır.
I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division.
- Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.
What division of the company do you work in?
- Şirketin hangi bölümünde çalışıyorsun?
Land occupies the minor portion of the earth's surface.
- Ülke dünya yüzeyinin küçük bir bölümünü kaplar.
Do you have a technical diagram for this portion?
- Bu bölüm için teknik bir şemanız var mı?
The actor was on the stage for most of the play.
- Aktör oyunun büyük bölümünde sahnedeydi.
Robert got a small proportion of the profit.
- Robert, karın küçük bir bölümünü aldı..
He gave me chapter and verse on how bears pass the winter.
- O bana ayıların kışı nasıl geçirdiği hususunda bölüm ve ayet verdi.
The Sagittarius and Perseus Arms of the galaxy remained unexplored for thousands of years.
- Galaksinin Yay ve Perse takım yıldızı bölümleri binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.
Tom often rings the radio station to give his opinion on the talk-back segment.
- Tom cevap verme bölümünde fikrini vermek için sık sık radyo istasyonunu arar.
I only read the first three chapters.
- Sadece ilk üç bölümü okudum.
I've read only the first three chapters.
- Sadece ilk üç bölümü okudum.
It's hard to splice the two fragments together.
- İki bölümü birlikte eklemek zordur.
I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division.
- Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.
Sami was transferred to the central traffic division.
- Sami, merkezi trafik bölümüne transfer edildi.