bölümle

listen to the pronunciation of bölümle
Турецкий язык - Английский Язык
made a division
make a division
bölüm
(Hukuk) chapter

Let's begin with the first chapter. - İlk bölümle başlayalım.

You will have guessed its meaning by the end of the chapter. - Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.

bölüm
{i} department

He is the chief of my department. - Benim bölüm şefimdir.

He is the manager of the marketing department. - O, pazarlama bölümü yöneticisidir.

bölüm
{i} section

He belongs to the planning section. - O, planlama bölümünde üyedir.

He was promoted to section chief. - O, bölüm şefliğine atandı.

bölüm
episode

What's your favorite Star Trek episode? - Favori Star Trek bölümünüz hangisidir?

I used to watch this anime a lot when I was a kid, but I can't quite remember what happened to the hero in the final episode. - Bir çocukken bu animeyi çok izlerdim fakat son bölümde kahramana ne olduğunu tam olarak hatırlayamıyorum.

bölüm
{i} sequence
bölüm
compartment

The bureau drawer has several compartments. - Büro çekmecesinin birçok bölümü var.

bölüm
{i} portion

This portion of the library is off-limits to the public. - Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil.

Land occupies the minor portion of the earth's surface. - Ülke dünya yüzeyinin küçük bir bölümünü kaplar.

bölüm
{i} fraction
bölüm
bit

Hey, what happened in the final episode of 'Tom and Mary'? They broke up, in the end. It was really bittersweet. Oh my! And after being so deeply in love! - Hey, Tom ve Mary'nin son bölümünde neler oldu? Onlar sonunda ayrıldılar. Gerçekten buruktu. Tanrım! Ve bu kadar derinden aşık olduktan sonra!

bölüm
class
bölüm
part

This part of the tune needs some real skill. It took me ages to learn how to play it on the piano. - Bestenin bu bölümünün biraz gerçek beceriye ihtiyacı var.Bunun piyanoda nasıl çalınacağını öğrenmek uzun zamanımı aldı.

In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection. - İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.

bölüm
(Ticaret) paragraph
bölüm
(Ticaret) component
bölüm
{i} category
bölüm
stretch
bölüm
(Muzik) movement
bölüm
passage
bölüm
sector
bölüm
(Tıp) divisio

Sami was transferred to the central traffic division. - Sami, merkezi trafik bölümüne transfer edildi.

What division of the company do you work in? - Şirketin hangi bölümünde çalışıyorsun?

bölüm
water body
bölüm
(Ticaret) element
bölüm
batch
bölüm
portio

This portion of the library is off-limits to the public. - Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil.

Land occupies the minor portion of the earth's surface. - Ülke dünya yüzeyinin küçük bir bölümünü kaplar.

bölüm
rubic
bölüm
subdivision
bölüm
(Bilgisayar) partition
bölüm
(Bilgisayar) dept
bölüm
(Tiyatro) act

The actor was on the stage for most of the play. - Aktör oyunun büyük bölümünde sahnedeydi.

bölüm
sectional
bölüm
proportion

Robert got a small proportion of the profit. - Robert, karın küçük bir bölümünü aldı..

bölüm
pass

He gave me chapter and verse on how bears pass the winter. - O bana ayıların kışı nasıl geçirdiği hususunda bölüm ve ayet verdi.

bölüm
arm

The Sagittarius and Perseus Arms of the galaxy remained unexplored for thousands of years. - Galaksinin Yay ve Perse takım yıldızı bölümleri binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.

bölüm
{i} segment

Tom often rings the radio station to give his opinion on the talk-back segment. - Tom cevap verme bölümünde fikrini vermek için sık sık radyo istasyonunu arar.

bölümlemek
rubric
bölümlemek
sort
bölümlemek
classify
bölüm
quotient
bölüm
septum
bölüm
instalment
bölüm
bay
bölüm
side
bölüm
repartition
bölüm
segmentation
bölüm
contingent
bölüm
branch
bölüm
breakup
bölüm
leg
Bölüm
episodes of
bölüm
the part
bölüm
chapters

I only read the first three chapters. - Sadece ilk üç bölümü okudum.

I read a couple of more chapters before I went to sleep. - Uyumaya gitmeden önce birkaç bölüm daha okudum.

bölümlemek
to partition
bölüm
installment
bölüm
chapter , division (math) , quotient , section
bölüm
fragment

It's hard to splice the two fragments together. - İki bölümü birlikte eklemek zordur.

bölüm
squad
bölüm
portion, slice, part, division, chapter, section
bölüm
cantle
bölüm
part, bay; portion, division; chapter, instalment; passage; quotient; department
bölüm
division

Sami was transferred to the central traffic division. - Sami, merkezi trafik bölümüne transfer edildi.

I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division. - Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.

bölüm
desk
bölüm
instal(l)ment
bölümlemek
to classify, divide (things) into classes
bölümlemek
to classify
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение bölümle в Турецкий язык Турецкий язык словарь

bölüm
Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım: "Asıl yalıya bitişik bir binada, belki de eski selamlık bölümünde idiler."- R. H. Karay
Bölüm
(Osmanlı Dönemi) FASL
Bölüm
seksiyon
bölüm
Çağ, devir
bölüm
Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman
bölüm
Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı
bölüm
Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman. Çağ, devir: "O gün edebiyat tarihinde hecenin beş şairi diye bir bölüm açanların üçü orada tanıştılar."- Y. Z. Ortaç
bölüm
Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım
bölüm
Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik
bölüm
Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon
bölümlemek
Birçok şey arasında, birbirine eşit veya benzer olanları kümelere ayırmak, sınıflamak, tasnif etmek
bölümle
Избранное