I can hear the chirping of insects.
- Ben böceklerin cıvıltısını duyabiliyorum.
These insects are widely distributed.
- Bu böcekler geniş bir alana yayıldılar.
Follow me! Echo's mother called out. Let's find some yummy beetles for breakfast.
- Beni takip et! Echo'nun annesi seslendi. Kahvaltı için birkaç nefis böcek bulalım.
He keeps a spider in a jar and feeds it with beetles that he catches in the garden.
- Kavanozda bir örümceğe bakar ve onu bahçede yakaladığı böceklerle besler.
Cold weather and insects destroyed their crops.
- Soğuk hava ve böcekler bitkileri mahvetti.
She has a strong dislike of insects.
- Onun böceklere karşı güçlü bir antipatisi var.
When I was a kid, touching bugs didn't bother me a bit. Now I can hardly stand looking at pictures of them.
- Ben bir çocukken, böceklere dokunmak beni bir parça rahatsız etmezdi. Şimdi neredeyse onların resimlerine bakmaya katlanamıyorum.
On the highway of life, sometimes you'll be the bug, other times you'll be the windshield.
- Hayatın karayolunda bazen böcek olacaksın başka zamanlar ön cam olacaksın.
Catching bugs can be a fun activity for children.
- Böcekleri yakalamak çocuklar için eğlenceli bir etkinlik olabilir.
Tom used an insect net to collect bugs.
- Tom böcekleri toplamak için bir böcek ağı kullandı.