partiye bendi de götürün.
I bought this book for myself, not for my wife.
- Ben bu kitabı karım için değil, kendim için satın aldım.
I made this clothing myself.
- Bu giysiyi ben kendim yaptım.
Put yourself in my place.
- Kendini benim yerime koy.
In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
The human is an egocentric animal.
- İnsan benmerkezcil bir hayvandır.
Tom is young, rich, spoiled and egocentric.
- Tom, genç, zengin, şımarık ve benmerkezcidir.
Benzene molecules are hexagonal in shape.
- Benzen molekülleri altıgen şeklindedirler.
Tom has a mole under his left eye.
- Tom'un sol gözünün altında bir beni var.
Please get me hotel security.
- Lütfen beni otel güvenliğine götürün.
For God's sake, get me out of here!
- Allah aşkına beni buradan çıkarın.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.