azennar abartu

listen to the pronunciation of azennar abartu
Английский Язык - Турецкий язык

Определение azennar abartu в Английский Язык Турецкий язык словарь

coat
{f} kaplamak
coat
{i} palto

Paltonu holde as lütfen. - Hang your coat in the hall please.

Bir palto giymelisin. - You should wear a coat.

coat
ceket

Tom ceketinin fermuarını kapadı. - Tom zipped up his coat.

Tom bugün okula giderken yeni bir ceket giydi. - Tom wore a new coat to school today.

coat
{i} örtü
coat
{i} (hayvanın derisindeki) tüyler
coat
{i} manto

Yeni mantomu nasıl buldun? - What do you think of my new coat?

O ona yeni bir manto yaptı. - He made her a new coat.

coat
(İnşaat) astar

Bu ceket kürkle astarlanmıştır. - The coat is lined with fur.

coat
(Gıda) bulamak
coat
kürk

Yeni kürk mantolar vitrinde sergilendi. - The new fur coats were displayed in the window.

Onun ceketinin içi kürktür. - Her coat is fur on the inside.

coat
kat

Tom ceketini alt katta bıraktı. - Tom left his coat downstairs.

Ev taze boya katıyla harika görünüyordu. - The house looked wonderful with its fresh coat of paint.

coat
{f} kapla

Hiç bir duvarı kireçle kapladın mı? - Have you ever coated a wall with lime?

Uçak toz ile kaplanmıştı. - The plane was coated with dust.

coat
{f} sürmek (boya/sıva)
coat
askı

Tom ceketini askıdan aldı ve onu giydi. - Tom took his coat off the hanger and put it on.

Bu ceketi bir askıya as. - Put this coat on a hanger.

coat
dress coat frak on his coattails sayesinde
coat
(İnşaat) kap, kaplama
coat
(Tekstil) 1. ceket, palto, manto 2. kaplamak, örtmek
coat
coat of armas hanedan arması
coat
(Tıp) Organ duvarında farklı dokulardan meydana gelen tabakalardan her biri (Damar duvarında olduğu gibi)
coat
{f} sarmak
Английский Язык - Английский Язык
coat