Recycling reduces pollution and waste.
- Geri dönüşüm kirlenmeyi ve atığı azaltır.
Food packaging reduces spoilage.
- Gıda ambalajı bozulmayı azaltır.
The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
His income was diminished by half after retirement.
- Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.
Sales fell off in the third quarter.
- Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.
I would like to drastically decrease the amount of time it takes me to clean the house.
- Evi temizlemem için geçen zamanı büyük ölçüde azaltmak istiyorum.
This medicine will decrease your pain.
- Bu ilaç ağrını azaltacak.
Japan's consumption of rice is decreasing.
- Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.
The country is aiming at decreasing its imports.
- Ülke ithalatını azaltmayı hedefliyor.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
Sales have decreased these days.
- Satışlar bugünlerde azaldı.
My income has decreased ten percent.
- Gelirim yüzde on azaldı.