The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
Sales fell off in the third quarter.
- Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.
I would like to drastically decrease the amount of time it takes me to clean the house.
- Evi temizlemem için geçen zamanı büyük ölçüde azaltmak istiyorum.
This medicine will decrease your pain.
- Bu ilaç ağrını azaltacak.
A recent survey shows that the number of smokers is decreasing.
- Son zamanlarda yapılan bir araştırma sigara içenlerin sayısının azaldığını göstermektedir.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
The population of this country is gradually diminishing.
- Bu ülkenin nüfusu giderek azalmaktadır.
Sales have decreased these days.
- Satışlar bugünlerde azaldı.
My income has decreased ten percent.
- Gelirim yüzde on azaldı.