His influence is still undiminished.
- Onun etkisi hâlâ azalmamıştır.
The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
His income was diminished by half after retirement.
- Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.
Sales fell off in the third quarter.
- Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.
Production of rice has decreased.
- Pirinç üretimi azaldı.
This medicine will decrease your pain.
- Bu ilaç ağrını azaltacak.
Japan's consumption of rice is decreasing.
- Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.
The country is aiming at decreasing its imports.
- Ülke ithalatını azaltmayı hedefliyor.
His income was diminished by half after retirement.
- Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.
The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
My income has decreased ten percent.
- Gelirim yüzde on azaldı.
Sales have decreased these days.
- Satışlar bugünlerde azaldı.