The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
Sales fell off in the third quarter.
- Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.
This medicine will decrease your pain.
- Bu ilaç ağrını azaltacak.
The medicine decreased his pain.
- İlaç onun acısını azalttı.
The country is aiming at decreasing its imports.
- Ülke ithalatını azaltmayı hedefliyor.
Our sales are decreasing.
- Satışlarımız azalıyor.
The population of this country is gradually diminishing.
- Bu ülkenin nüfusu giderek azalmaktadır.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
Since 1990, methane emissions have decreased by 11%.
- 1990'dan beri metan salımları %11 oranında azalmıştır.
The medicine decreased his pain.
- İlaç onun acısını azalttı.