The adjustment of the machinery was taken care of by engineers.
- Makinenin ayarlaması mühendisler tarafından halledildi.
You need an attitude adjustment.
- Bir tutum ayarlamasına ihtiyacın var.
Tom is just finishing setting up.
- Tom sadece ayarlamayı bitiriyor.
She asked him to adjust the TV set.
- Ondan TV setini ayarlamasını rica etti.
Don't forget to set your alarm clock.
- Çalar saatini ayarlamayı unutma.
Tom is just finishing setting up.
- Tom sadece ayarlamayı bitiriyor.
Tom had a little trouble adjusting the settings.
- Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.
Tom had a little trouble adjusting the settings.
- Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.
We had to adjust everything.
- Her şeyi ayarlamak zorunda kaldık.
Everyone has to adjust.
- Herkes ayarlamak zorunda.
We have to set the scene for negotiations.
- Biz müzakereler için sahne ayarlamak zorundayız.
The last thing Tom does every night before going to sleep is set his alarm clock.
- Tom'un her gece yatmaya gitmeden önce yaptığı son şey çalar saatini ayarlamaktır.
Tom had a little trouble adjusting the settings.
- Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.
Check and adjust the brakes before you drive.
- Araba sürmeden önce frenleri kontrol edin ve ayarlayın.
let's fix up a date for me - Bana çıkmak için birini ayarlayalım.
Obviously the adjustment was hard.
- Açıkçası ayarlamak zordu.
Do you know how to tune a piano?
- Bir piyanonun nasıl ayarlanacağını biliyor musun?
Tom tuned his guitar.
- Tom gitarını ayarladı.
Tom had a little trouble adjusting the settings.
- Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.
Tom tuned his guitar.
- Tom gitarını ayarladı.
Tom had his piano tuned.
- Tom piyanosunu ayarlattı.
Tom had a little trouble adjusting the settings.
- Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.
Adjust the setting of the alarm clock.
- Çalar saatin ayarını ayarla.
Have you calibrated your monitor?
- Monitörünüzü ayarladınız mı?
I adjusted the telescope to my vision.
- Görüşüme göre teleskobu ayarladım.
Tom adjusted the scarf around his neck.
- Tom eşarbı boynuna ayarladı.
Adjust the setting of the alarm clock.
- Çalar saatin ayarını ayarla.
Tom forgot to set his alarm clock.
- Tom çalar saatini ayarlamayı unuttu.