ayaklanmalar

listen to the pronunciation of ayaklanmalar
Турецкий язык - Английский Язык
riots

Riots are occurring across the country to protest the war. - Savaşı protesto etmek için ülke çapında ayaklanmalar oluyor.

Riots broke out in Boston. - Boston'da ayaklanmalar patlak verdi.

uprisings
ayaklanma
(Hukuk) insurrection
ayaklanma
revolt

In 1918, revolts due to the price of rice erupted all around the country. - 1918 yılında, pirinç fiyatından kaynaklanan ayaklanmalar tüm dünyada patlak verdi.

It will take a long time to suppress the revolt. - Ayaklanmayı bastırmak uzun sürecek.

ayaklanma
{i} uprising

The uprising was violently suppressed. - Ayaklanma şiddetle bastırıldı.

The uprising failed to achieve its objectives. - Ayaklanma, hedeflerine ulaşmakta başarısız oldu.

ayaklanma
riot

These riots are engineered by Washington's neocons. - Bu ayaklanmalar Washington'daki neoconlar tarafından planlanmıştır.

Lander assumes that rioting and gang behavior are a result of poverty and poor economic conditions. - Lander ayaklanmanın ve çete davranışının yoksulluğun ve kötü ekonomik koşulların bir sonucu olduklarını varsayıyor.

ayaklanma
rebellion

The massacre in Norway and the recent rebellion and the booty in England, are dreadful in consideration of the circumstances that the world drifted into. - Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.

The rebellion in England is frightening. - İngiltere'deki ayaklanma dehşet verici.

ayaklanma
upheaval
ayaklanma
sedition
ayaklanma
{i} insurgency

The socialist insurgency expropriated the Apostolic Palace. - Sosyalist ayaklanma papaya ait sarayı kamulaştırdı.

The mayor was killed in an ambush during the height of the insurgency. - Belediye başkanı ayaklanmanın doruğunda bir pusuda öldürüldü.

ayaklanma
rebel

The rebellion in England is frightening. - İngiltere'deki ayaklanma dehşet verici.

The massacre in Norway and the recent rebellion and the booty in England, are dreadful in consideration of the circumstances that the world drifted into. - Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.

ayaklanma
ruction
ayaklanma
rising
ayaklanma
mutiny
ayaklanma
rebellion, revolt, mutiny
ayaklanma
commotion
ayaklanma
putsch
ayaklanma
insurgence
ayaklanma
rebel, rebellion, revolt, mutiny, rising, uprising, riot, insurrection
ayaklanma
breach of the peace
ayaklanma
upheave
ayaklanma
risinq
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение ayaklanmalar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Ayaklanma
isyan
ayaklanma
Ayaklanmak işi
ayaklanma
Birçok kimsenin cebir ve şiddet kullanarak devlet güçlerine karşı gelmesi, baş kaldırma, isyan, kıyam
ayaklanmalar
Избранное