ayakkabılar

listen to the pronunciation of ayakkabılar
Турецкий язык - Английский Язык
footgear
shoes

Susan shined her father's shoes. - Susan babasının ayakkabılarını parlattı.

Those shoes go well with this white skirt. - Bu ayakkabılar, bu beyaz etekle iyi gider.

ayakkabı
shoe

Those shoes go well with this white skirt. - Bu ayakkabılar, bu beyaz etekle iyi gider.

The muddy road has ruined my new shoes. - Çamurlu yol, yeni ayakkabılarımı mahvetti.

ayakkabılar mağazası
shoe department
ayakkabı
chaussure
ayakkabı
footwear

I don't really understand footwear. - Gerçekten ayakkabıları anlamıyorum.

ayakkabı
pump

She was wearing pumps. - O dans ayakkabıları giyiyordu.

There have been a lot of complaints about the high prices at the pumps. - Topuklu ayakkabılarda yüksek fiyatlar hakkında bir sürü şikayetler vardı.

ayakkabı
blacking
ayakkabı
in shoes
apartman topuklu ayakkabılar
platform shoes
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение ayakkabılar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

ayakkabı
Genellikle sokakta giyilen ve altı kösele, lastik gibi dayanıklı maddelerden yapılan giyecek, pabuç
Ayakkabı
paşmak
Ayakkabı
başmak
Ayakkabı
garavle
Ayakkabı
pabuç
Ayakkabı
kapara
Ayakkabı
(Osmanlı Dönemi) MEST
Ayakkabı
capula
ayakkabı
Özellikle sokakta ayağı korumak için giyilen ve altı kösele, lastik gibi dayanıklı maddelerden yapılan ayak giyeceği, pabuç
ayakkabılar
Избранное