He followed in his father's footsteps.
- O, babasının ayak izlerini takip etti.
He cannot follow in the footsteps of his child.
- O çocuğunun ayak izlerini takip edemez.
The criminal left footprints.
- Suçlu ayak izleri bıraktı.
We found one large footprint and a couple of different size smaller footprints.
- Bir büyük ayak izi ve birkaç farklı boyutta daha küçük ayak izleri bulduk.
The footprints continued down to the river.
- Ayak izleri nehire kadar devam ediyordu.
The criminal left footprints.
- Suçlu ayak izleri bıraktı.