He twisted his ankle.
- O, ayak bileğini burktu.
He sprained his ankle.
- O, ayak bileğini burktu.
If you have weak ankles, strengthen them before traveling.
- Eğer zayıf ayak bilekleriniz varsa, onları seyahat etmeden önce güçlendirin.
He was wearing a long black coat that reached almost to his ankles.
- O neredeyse ayak bileklerine kadar uzanan uzun bir siyah ceket giyiyordu.