Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
- She pondered the question for a while.
Bir süre bana bakmaktan başka bir şey yapmadı.
- For a while she did nothing but stare at me.
Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
- I want to leave these packages for a while.
Bir süredir Tom'u görmedim.
- I haven't seen Tom for a while.
Ben bir süredir buradayım.
- I've been here for a while.
Bir süre için gitmiş olabilirim.
- I may be gone for a while.
Bir süre için gitmiş olabilirim.
- I might be gone for a while.