O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Berbat bir şeyin kokusunu alıyorum.
- I smell something awful.
Söylediğim şey hakkında çok çok kötü hissediyorum.
- I feel awful about what I said.
Ben çok kötü üşüttüm.
- I caught an awful cold.
O, korkunç bir gündü.
- That was an awful day.
Bu korkunç köpeği nereden buldun?
- Where did you find this awful dog?
Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor.
- A certain someone is being awfully fragile today.
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Tom çok yorgun görünüyor.
- Tom does seem awfully tired.
Çok kötü görünüyorsun. Ne oldu?
- You look awful. What happened?
Berbat bir şey olacağına dair içimde kötü bir his var.
- I have a nasty feeling something awful is going to happen.
And then she stopped, and stood as if in awe / (For sleep is awful) .
I have learnt an awful amount today.
My socks smell awful.
... It's really awful. ...
... So, I cannot give you a deterministic picture. I can tell you what would be awful. We could ...