Uçuş görevlisi Tom'u uyandırmak için salladı ve ona uçağın indiğini söyledi.
- The flight attendant shook Tom awake and told him that the plane had landed.
Tom Mary'yi uyandırmak için nazikçe sarstı.
- Tom gently shook Mary awake.
Sanırım yalnızca ben farkındayım.
- I think I am the only one awake.
Tom bütün gece uyanık kaldı.
- Tom stayed awake all night.
Tom, bütün gece uyanık yattı.
- Tom lay awake all night.
Bence Tom muhtemelen şimdiye kadar uyanmıştır.
- I think Tom is probably awake by now.
Tom şimdiye kadar uyanmış olmalı.
- Tom should be awake by now.
Tom Mary'yi uyandırmak için nazikçe sarstı.
- Tom gently shook Mary awake.
Uçuş görevlisi Tom'u uyandırmak için salladı ve ona uçağın indiğini söyledi.
- The flight attendant shook Tom awake and told him that the plane had landed.
Tom henüz tamamen uyanık değil.
- Tom isn't wide awake yet.
Henüz tamamen uyanık değilim.
- I'm not wide awake yet.
Tom bütün gece tamamen uyanık kaldı.
- Tom remained wide awake the whole night.
Tom'un bütün gece nasıl ayakta kalabildiğini ve sonra işte nasıl uyanık kaldığını anlamıyorum.
- I don't see how Tom can stay up all night and then be so wide awake at work.
The felon Rufus Dawes had stretched himself in his bunk and tried to sleep. But though he was tired and sore, and his head felt like lead, he could not but keep broad awake.