Tom bent down and picked up a handful of sand.
- Tom eğildi ve bir avuç dolusu kum aldı.
Only a handful of people came to the meeting.
- Buluşmaya yalnızca bir avuç dolusu insan geldi.
They robbed a stage coach for a fistful of dollars.
- Onlar bir avuç dolusu dolar için sahne antrenörünü soydular.