My palms were sweaty.
- Avuç içlerim terliydi.
Tom rubbed his palms together.
- Tom birlikte avuçlarını ovuşturdu.
Tom reached into his pocket and pulled out a handful of coins.
- Tom cebine uzandı ve bir avuç dolusu bozuk para çıkardı.
Tom ate a handful of raisins.
- Tom bir avuç dolusu kuru üzüm yedi.
Tom had his palm read.
- Tom avuç içini okuttu.
Only a handful of people came to the meeting.
- Buluşmaya yalnızca bir avuç dolusu insan geldi.
Tom bent down and picked up a handful of sand.
- Tom eğildi ve bir avuç dolusu kum aldı.