Mahkûm uyuşturucu satıcısı ölüm cezasını ömür boyu hapis cezasına düşürtmek için yetkililere boyun eğmeye istekliydi.
- The convicted drug dealer was willing to comply with the authorities to have his death sentence reduced to a life sentence.
Makbuzun yetkililer tarafından imzalanmış ve mühürlenmiş olması gerekir.
- The receipt has to be signed and stamped by the authorities.
Elektronik terazideki bir arıza nedeniyle yetkililer işyerine para cezası verdi.
- The authorities fined the shop because of a disorder in the electronic balance.
Yetkililer gerçekleri halktan gizliyordu.
- The authorities have been hiding the facts from the public.
Onun en iyi arkadaşı onu yetkili makamlara ihbar etti.
- His best friend ratted him out to the authorities.
Erkek kardeşim felsefe üzerine bir otoritedir.
- My brother's an authority on philosophy.
Ağabeyim felsefesi üzerine bir otoritedir.
- My elder brother is an authority on philosophy.
Bu makalenin yazarı, ünlü bir eleştirmendir.
- The author of this article is a famous critic.
Yazar Hollandalı ve Amerikalı öğrencilerle çalışırken hangi kültürel farklılıkları buldu?
- What cultural differences did the author find in working with Dutch and American students?
Onun hem yetkisi hem de yeteneği var.
- He has got both authority and ability.
O yetkisini kötüye kullanıyor.
- He abuses his authority.
Tom, alanında bir uzmandır.
- Tom is an authority in his field.
O, alanında bir uzmandır.
- He's an authority in his field.
Başkaları için kitaplar veya konuşmalar yazan bir yazar için isim nedir?
- What's the name for an author who writes books or speeches for other people?
Romanın müellifi kimdir?
- Who is the author of the novel?
Tom konu hakkında bir otorite.
- Tom is an authority on the subject.
Ben burada yerel makamım.
- I'm the local authority here.