Susan köpeğin nereden geldiğini öğrendi.
- Susan found out where the puppy had come from.
Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
- Social order does not come from nature. It is founded on customs.
Maalesef o az önce dışarı çıktı.
- I'm afraid he's just gone out.
O zaten öğle yemeği için dışarı çıktı.
- He has gone out for lunch already.
The well is running dry.
Tüm çabalarımın yararsız olduğu ortaya çıktı.
- All my efforts turned out to be useless.
Haberin doğru olduğu çıktı.
- The news turned out to be true.
İtfaiyeci geldiğinde yangın çoktan sönmüştü.
- The fire had already gone out by the time the firemen arrived.
Tom is the only boy Mary has ever gone out with.
- Tom ist der einzige Junge, mit dem Maria je ausgegangen ist.
If I'd only known how Tom felt, I wouldn't have gone out with Mary.
- Wenn ich nur gewusst hätte, wie Tom zumute war, wäre ich nicht mit Maria ausgegangen.