O, ailesinden ayrı yaşıyor.
- He lives apart from his family.
Biz sadece iki haftayı ayrı geçirdik.
- We've just spent two weeks apart.
Çocuk radyoyu parçalara ayırdı.
- The boy took the radio apart.
O, bir saati parçalara ayırdı.
- He took apart a watch.
Bu daire, binadaki herhangi başka birinden daha büyüktür.
- This apartment is bigger than any other one in the building.
Ebeveynlerinden başka hiç kimse onu çok iyi tanımıyor.
- Apart from his parents, no one knows him very well.
Tom benim yerimden uzakta olmayan bir apartmanda yaşıyor.
- Tom lives in an apartment not far from my place.
Birçok kitap için, kapaklar çok uzaktadır.
- For many books, the covers are too far apart.
Şeyler parça parça oluyor.
- Things are coming apart.