O, yünlü bir kazak giyer.
- She wears a woolen sweater.
O, yünlü bir kazak giyiyor.
- She is wearing a woolen sweater.
O bir yün kazak giyer.
- He wears a woolen sweater.
Büyük, eski, güzel, kırmızı bir yün İran halısı satın aldım.
- I bought a beautiful large ancient red Iranian woolen carpet.
İskoçya yünlü tekstili ile ünlüdür.
- Scotland is famous for its woollen textiles.
İskoçya yünlü tekstili ile ünlüdür.
- Scotland is famous for its woollen textiles.