Küçük çocuk kazara bardağı kırdı.
- The little boy accidentally broke the glass.
O, kazara çekiçle parmağına vurdu.
- He accidentally hit his thumb with the hammer.
Yanlışlıkla eldivenlerimi ters yüz giydim.
- I put my gloves on inside out by mistake.
Birinin parayı yanlışlıkla aldığı belliydi.
- It was apparent that someone had taken the money by mistake.
Bu keşif tesadüfen yapıldı.
- This discovery was made accidentally.
Tom yanlışlıkla biraz fare zehiri içti.
- Tom accidentally ate some rat poison.
Tom yanlışlıkla harici hard disklerden birindeki tüm dosyaları sildi.
- Tom accidentally deleted all the files on one of his external hard disks.
Savaş tesadüfen patlak vermedi.
- The war didn't break out by accident.
Tesadüfen onunla karşılaştım.
- I met her by accident.
Biz otobüs terminalinde kazara onlarla karşılaştık.
- We met them by accident at the bus terminal.
Silah kazara ateş aldı.
- The gun went off by accident.
Bir çift rastlantı sonucu Kaliforniya'da 1400 tane altın sikke buldu.
- A couple accidentally discovered a treasure of 1400 gold coins in California.
Rastlantı sonucu caddede Bay Smith'le karşılaştım.
- I met Mr Smith on the street by accident.
Üçüncü caddede rastlantı sonucu onunla karşılaştım.
- I met her by accident on Third Avenue.
Ken took the wrong bus by mistake.
- Ken nahm aus Versehen den falschen Bus.
I took your umbrella by mistake.
- Ich habe aus Versehen deinen Schirm genommen.