Duvar dış tarafta beyaz ve içeride yeşil.
- The wall is white on the outside and green on the inside.
Kalenin dış tarafı beyaza boyandı.
- The outside of the castle was painted white.
Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz?
- Could we have a table outside?
Yenilikçiler televizyonun dışında düşünüyorlar.
- Innovators think outside the box.
Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
- I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.
- It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.
Alışılmışın dışına çık.
- Think outside the box.
Bir gün ülke dışına uçmak isteyeceğim.
- One day I'll want to fly outside the country.
Tom dışarıdaki insanların sesini duyabildi.
- Tom could hear the sound of people outside.
Lütfen çöpünü dışarıdaki çöp kutularına koy.
- Please put your waste in the bins outside.