attractive, charming

listen to the pronunciation of attractive, charming
Английский Язык - Турецкий язык

Определение attractive, charming в Английский Язык Турецкий язык словарь

winning
kazama
winning
{i} kazanan

Kazanan bir takımı asla değiştirme. - Never change a winning team.

Biz kazanan olmalıyız. - We should be winning.

winning
{f} kazan

Seçimi kazanmak adayın siyasi partisi için büyük bir zaferdi. - Winning the election was a great victory for the candidate's political party.

O, yarışmayı kazandığı için bir ödül aldı. - He got a prize for winning the competition.

winning
{s} birinci olan
winning
(sıfat) kazanan, birinci olan, hoş, sevimli, dostça, kazandıran
winning
galip
winning
cazip bir şekilde
winning
{i} kazanma

Önemli olan tek şey kazanmak olsa, o zaman keyfimiz kaçar. - If the only thing that mattered was winning, then we'd be depressed.

Kazanmak önemli olan tek şey değildir. - Winning isn't the only thing that matters.

winning
{s} kazandıran

Eder kazandıran golü attı. - Eder scored the winning goal.

winning
galip gelme
winning
{s} sevimli
winning
kazanç

Kazançlarımızla güzel bir ev alabiliriz. - We could buy a nice house with our winnings.

winning
kazanılan para
winning
{s} hoş
winning
win kazan
winning
winninglycezbederek
winning
{i} galibiyet

Eder galibiyet golünü attı. - Eder scored the winning goal.

Ricardo galibiyet için 500 Amerikan doları aldı. - Ricardo got US$ 500 for winning.

winning
hoş/cazip/kazanan
Английский Язык - Английский Язык
{a} winning
attractive, charming
Избранное