Cumartesi geçen yıldan beri devam ettiğim çömlekçilik dersidir.
- Saturday is the pottery class I've been attending since last year.
Gerçekten o okula devam etmeyi sevdim. Gustavo bize mola sırasında oynamak ve şarkı söylemek için her gün gitar getirirdi.
- I really liked attending to that school. Every day, Gustavo would bring the guitar for us to play and sing during the break.
Gerçekten o okula devam etmeyi sevdim. Gustavo bize mola sırasında oynamak ve şarkı söylemek için her gün gitar getirirdi.
- I really liked attending to that school. Every day, Gustavo would bring the guitar for us to play and sing during the break.
Yoksulluk onun okula devam etmesini engelledi.
- Poverty prevented him from attending school.
Toplantıya ya sen ya da ben katılmak zorundayım.
- Either you or I must attend the meeting.
Siz işe katılmak zorundasınız.
- You must attend to your work.
Ona refakat edecek tek hizmetçisi vardı.
- He has only one servant to attend on him.
Meşgul olmam gereken işlerim var.
- I have things to attend to.
Meşgul olacak başka meselelerim var.
- I have other matters to attend to.
I attended a one-room school next door to the palace and studied English, Xhosa, history and geography.
... that attending the most elite institution you can get into ...
... i will be personally attending to the summit isn't this an education summit in ...